Yangın felaketi gerçekleştiğinde, fabrikada çalışan işçiler, itfaiye gözcülerinin hızlı ve etkili müdahaleleri sayesinde güvenli bir şekilde tahliye edildi. Yangının ardından yaşanan olaylar ise trajedinin boyutlarını gözler önüne serdi. Söz konusu yangınla ilgili gelişmeler, yetkili mercilerin gerçekleştirdiği araştırmalarla daha da derinleşerek, soruşturmanın nasıl ilerleyeceğini belirleyici bir rol oynuyor. Yangın sonrası yürütülen bu incelemelerin, işçilerin kurtarılmasından çok daha fazlasını ortaya çıkarmayı amaçladığı ifade ediliyor.

Yalova'da Yangın ve Soruşturma Süreci
Yangın sonrası olay yerine ulaşan Cumhuriyet savcısı, ilk araştırma çalışmasını tamamlayarak, o sırada hayatını kaybeden işçi Güllü’nün cesedini otopsi yapılmak üzere Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. Burada, otopsi işlemleri oldukça hızlı bir şekilde gerçekleştirilerek sonuçlandırıldı. Güllü, 27 Eylül tarihinde İstanbul Tuzla'daki aile mezarlığında son yolculuğuna uğurlandı. Otopsi raporunda yapılan incelemelerde, Güllü'nün bedeninde 'darp' veya 'cebir' izine rastlanmadığı tespit edildi. Fakat, olaydan önceki son anlarının güvenlik kameralarına yansıması, Güllü’nün ölümüne dair birçok spekülasyonun ortaya atılmasına neden oldu. Yetkili mercilerin bu olayla ilgili geniş kapsamlı bir soruşturma yürüttüğü bildirilirken, soruşturmada ortaya çıkan çeşitli iddiaların detayları titizlikle ele alınıyor.

Şarkıcı Güllü'nün alkollü olup olmadığına dair yapılan toksikoloji testinin sonuçları merak ediliyordu. Adli Tıp Kurumu tarafından gerçekleştirilen inceleme sonuçlarına göre, Güllü'nün kanında 3.53 promil alkol tespit edildi. Alkol dışında, uyuşturucu maddelere yönelik detaylı bir analiz de yapıldı. Ancak, iç organ parçalarında ve mide muhtevasında hiç bir uyuşturucu maddeye rastlanmadığı belirtildi. Bu rapor, Güllü’nün yüksek miktarda alkol taşırken uyuşturucu etkisi altında olmadığını ortaya koydu. Böylece, bu bulgular kazanın nedenine dair önemli ve geçerli deliller sundu.

Kazanın Yakınından Bir Görünüm
Güllü’nün ailesinin avukatı Rahmi Çelik, alınan Adli Tıp raporunun kazanın bir düşüşle alakalı olduğunu vurguladı. Avukat, ilgili raporda Güllü'nün kanda yüksek alkol oranı, düşük dozda reçeteli ilaçlar ve bazı ağrı kesicilerin bulunduğunu belirtti. Yapılan açıklamalara göre, bu tür ilaçların kullanımı, kişinin denge ve koordinasyonunu ciddi anlamda etkileyebilir. Dolayısıyla, yüksek alkol seviyesi, kişinin düşme riskini de artırabilen bir faktör olarak öne çıkıyor. Çelik, ayrıca incelemelerde zehirli ya da uyuşturucu maddelere dair bir bulguya rastlanmadığını ifade ederek, Güllü'nün maruz kaldığı durumun daha çok bir kaza olarak nitelendirileceğini öne sürdü.
Açıklığın Önemi ve Yasal Süreç
Alkol ve uyuşturucu test sonuçları, yaşanan kazanın nedenleri hakkında daha geniş bir perspektif sunarken, yasal sürecin de seyrini etkileyebilir. Başka bir deyişle, Güllü’nün yaşadığı talihsiz olayın nedenleri, yasal açıdan da incelenecek ve davanın yönünü belirleyecek olan unsurları beraberinde getirecektir. Güllü'nün durumu, özellikle devam eden yasal süreçler bakımından ailenin avukatı Rahmi Çelik’in açıklamaları ile kamuoyuna aktarılıyor. Alkol seviyesinin yüksekliğinin, kazanın sebebi olduğu vurgulanıyor. Bu tür olaylarda, hem sağlık koşulları hem de yasal müeyyideler, yaşananların incelenmesi açısından büyük önem taşıyor. Adli Tıp raporunun sonuçları, hem kamu hem de özel sektör için dikkat çekici bir veri seti sunarak, olası önlemlerin alınmasına zemin hazırlayabilir.