Gelişen Ülkelerin İklim Finansmanı İhtiyacı 310 Milyar Doları Geçti!

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), iklim değişikliği ile mücadele eden gelişen ülkelerin her yıl 310 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu bildirdi.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu finansman hakkında çarpıcı veriler sundu. Yeni yayımlanan Uyum Açığı Raporu'na göre, bu ülkelerin her yıl en az 310 milyar dolar gibi devasa bir finansmana gereksinimi bulunmakta. Belirtilen bu miktar, uluslararası yaklaşımlarla sağlanan yıllık destek miktarının tam 12 katının üzerinde. UNEP, bu raporu, önümüzdeki COP30 zirvesinin öncesine denk gelecek şekilde, 10-21 Kasım tarihlerinde Brezilya'nın Belem kentinde gerçekleşecek olan iklim zirvesi öncesinde yayımladı. Rapor, giderek artan küresel sıcaklıkların ve iklim değişikliği etkilerinin, gelişmekte olan ülkeler için ekonomik ve sosyal güvenliği tehdit ettiğini vurguladı.

 

Finansman İhtiyaçlarının Artışı

2023 yılı için gelişmekte olan ülkelerin uluslararası kamu finansmanının sadece 26 milyar dolar seviyesinde olduğu belirtildi. Bu rakam, geçtiğimiz yıl sağlanan 28 milyar dolara göre bir düşüş ortaya koyuyor. Ancak bu ülkelerin iklimle ilgili uyum sağlama ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. UNEP uzmanları, 2035 yılı itibarıyla yıllık finansman ihtiyacının 310 milyar dolardan 365 milyar dolara kadar çıkabileceğini öngörmektedir. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğine karşı alacakları önlemler için hayati öneme sahip bir gerçektir. Bu şartlar altında, uluslararası topluluğun desteği daha da kritik bir hale geliyor.

Enflasyonun Zorlukları

Rapor ayrıca, küresel enflasyonun yükselmeye devam etmesi durumunda, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle uyum sağlamaları için gerekli finansman miktarının 440 ila 520 milyar dolar arasında değişebileceği uyarısında bulunuyor. Bu tür ekonomik zorluklar, gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını engelleyecek ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle başa çıkmalarını daha da güçleştirecektir. Uzmanlar, enflasyonist koşulların ortaya çıkardığı mali baskıların, bu ülkelerin iklimle mücadelesini daha karmaşık hale getirebileceği konusuna dikkat çekiyorlar. Bu bağlamda, politikaların ve finansal destek mekanizmalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, iklim değişikliğiyle ilgili olarak yaptığı son değerlendirmelerde, bu sorunun sonuçlarının hızla gözlemlendiğini, buna karşın uyum finansmanının gereken ölçüde artmadığını ifade etti. Guterres, dünyadaki en savunmasız halkların, yükselen deniz seviyeleri, yıkıcı fırtınalar ve aşırı sıcaklıkların tehditleriyle karşı karşıya kaldığını vurguladı. “Uyum sağlama çabaları sadece bir maliyet değil, bir yaşam meselesidir. Uyum açıklarını kapatmanın yollarını bulmak, yalnızca hayat kurtarmakla kalmayıp, aynı zamanda iklim adaletini de mümkün kılmanın bir anahtarıdır.” şeklindeki sözleri, bu meseleye yönelik aciliyetin altını çizmektedir.

İklim Değişikliğine Vermeyen Uyum Finansmanı

Guterres’in açıklamaları, iklim değişikliği konusundaki global yaklaşımı yeniden değerlendirmeye çağırıyor. Uyumsuz kalacak her bir strateji, dünya genelindeki az gelişmiş ulusları daha ciddi tehlikelerle karşı karşıya bırakma riski taşırken, buna yönelik hazırlık çalışmalarının hızlandırılması gerekliliği ön plana çıkıyor. O ülkelerdeki nüfusun büyük çoğunluğu, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı tamamen savunmasız durumda. Bu nedenle, uyum finansmanı sağlanmadığı sürece, bu ülkelerin karşılaşacağı risklerin artması kaçınılmaz olacaktır. Guterres’in mesajı, sadece kriz yönetimi açısından değil, aynı zamanda uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından da son derece önemli bir nokta oluşturuyor.

UNEP İcra Direktörü'nden Çarpıcı Uyarılar

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) İcra Direktörü Inger Andersen, iklim değişikliğiyle ilgili son gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Andersen, değişikliğin dünya üzerindeki her alanda kendini hissettirdiğini belirterek, sera gazı emisyonlarının azaltılmaması durumunda uyum maliyetlerinin artış göstereceğini ifade etti. “Kamu ve özel sektör, acil olarak küresel bir mobilizasyon başlatmak zorunda. Özellikle de, finansal olduğu kadar sosyal yüklerin de göz önünde bulundurulması gerekmekte” diyerek, sorun çözümünde bütüncül bir yaklaşımın şart olduğunu belirtti. Ayrıca, bugünden yapılacak uyum yatırımlarının ileride ortaya çıkacak yüksek maliyetlerin önüne geçebileceğine dikkat çekti. Anderson’un ifadeleri, iklim değişikliği ile mücadelede bir acil durum planına ihtiyaç duyulduğunu gözler önüne seriyor.

İLGİLİ HABERLER