Bakan Şimşek: Ülkenin Dış Borçlanmasında Düşüş Yaşanıyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Boğaziçi Zirvesi'nde Türkiye'nin dış borçlanma ihtiyacının azaldığını ve cari açığın düştüğünü açıkladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul'da gerçekleştirdiği 16. Boğaziçi Zirvesi sırasında önemli açıklamalarda bulundu. Toplantıda, ülkenin dış borçlanma gereksiniminin azaldığını ve cari açığın daraldığını vurguladı. Şimşek, "Son yıllara göz attığımızda, altın hariç cari açıkta önemli bir düşüş yaşandığını gözlemliyoruz. Bu durum, Türk lirası ile ilgili endişelerin asılsız olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü Türkiye'nin uluslararası sermaye piyasalarına erişimi belirgin bir şekilde iyileşmiştir" dedi.

Belirsizliklerin Ekonomik Etkisi

Bakan Şimşek, konuşmasının bir bölümünde küresel ekonomideki belirsizliklerin Türkiye üzerindeki etkilerini de ele aldı. Yüksek borç seviyeleri, gelişen teknolojinin düzensiz yayılması, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve bölgesel çatışmalar gibi faktörlerin küresel ticareti zorlaştırdığını ifade etti. Bu unsurların dünya genelinde ekonomik durumu olumsuz etkilediğini belirten Bakan, "Küresel ekonomik büyüme tahminlerinin oldukça zayıf olduğunu görmekteyiz. Uluslararası arenada, büyüme oranlarında ciddi düşüşler yaşanıyor" diye konuştu.

Son dönemlerde dünya genelinde ekonomik büyümenin yaklaşık yüzde 3 civarında sıkıştığına dikkat çeken uzmanlar, bu durumun geçmişte yüzde 4,5-5 seviyelerinde olduğunu hatırlatıyor. Düşük büyüme, artık 'yeni normal' olarak algılanmaya başlandı. Küresel finans krizinin ardından ticaretin korumacı önlemlerle şekillenmesi, bu yavaşlamanın etkilerini oldukça belirgin hale getirmiştir. Küresel ekonominin maruz kaldığı bu dalgalanmalar, birçok ülkenin büyüme hedeflerini yeniden gözden geçirmelerine neden oldu.

Düşük Büyüme ve Etkileri

Uzmanlar, düşük büyümenin yalnızca istatistiksel bir veri olarak kalmadığını, aynı zamanda toplumların sosyo-ekonomik yapısını da etkilediğini vurguluyor. Sürekli bir biçimde büyüme hedefleyen ekonomiler, bu trendin sürekli devam etmesini beklerken, düşük büyüme, istihdam oranlarını, yatırım düzeylerini ve tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyebiliyor. Bunun sonucunda birçok ülke, büyüme stratejilerini çeşitlendirmek ve yeni büyüme alanları oluşturmak için çaba göstermektedir. Bu bağlamda, yenilikçi çözümler ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri ön plana çıkıyor. Ekonomik büyümenin yavaşlaması, bazı ülkeler için fırsatlar yaratma potansiyeli taşırken, bazıları içinse büyük zorluklar getirmektedir.

Türkiye'nin Büyüme Stratejisi

Türkiye, son 22-23 yılda ortalama büyüme oranının yüzde 5,5 civarında olduğunu belirtmektedir. Gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'nin konumunun oldukça güçlü olduğu ifade edilmektedir. Türkiye, özellikle Çin ve Hindistan dışındaki ülkelerle karşılaştırıldığında belirgin bir avantaj sağlamaktadır. Hatta bu iki ülke de göz önüne alındığında, son 20 yılda Türkiye'nin önemli mesafeler kat ettiğine dikkat çekilmektedir. 2002 yılından bu yana reel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerinin artış göstermesi, Türkiye’nin büyüme yolundaki kararlılığını kesin bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu zemin, ülkenin uluslararası pazarlarda daha etkili olabilmesi için gerekli fırsatları da sunmaktadır.

İçerik Resmi

İLGİLİ HABERLER