Meydan Haber Trabzon Gündemi Karadeniz'de Yabancı Türler Ekosistemi Tehdit Ediyor

Karadeniz'de Yabancı Türler Ekosistemi Tehdit Ediyor

Karadeniz, son dönemlerde Akdeniz ve Ege bölgelerinden meydana gelen yabancı türlerin etkisiyle ciddi ekolojik tehditlerle mücadele ediyor.

Okunma Süresi: 3 dk

Karadeniz'de yaşanan ekolojik tehditler giderek derinleşiyor. Son 50 yıl içinde Türk denizlerinde gözlemlenen yabancı türlerin hareketliliği, özellikle Karadeniz ekosistemine önemli ölçüde baskı yapmaya başladı. Akdeniz’den başlayarak Ege ve Marmara üzerinden Karadeniz’e ulaşan bu türlerin büyük bir kısmı, Kızıldeniz'den Süveyş Kanalı aracılığıyla gelen göçmen organizmalardan oluşuyor. Bunun yanı sıra, uluslararası deniz taşımacılığı sırasında kullanımdan dolayı yapılan gemilerin balast sularında bulunan türlerin de ekosisteme karıştığı bilinmekte. Son zamanlarda, Karadeniz'de etkin olan en büyük tehditlerin başında deniz salyangozu ve taraklı medüz gelmektedir.

Deniz Salyangozu ve Taraklı Medüzün Etkileri

Karadeniz'deki yabancı tür hareketliliği her geçen gün artarken, deniz salyangozu ve taraklı medüz, ekosistem üzerinde derin olumsuz etkiler yaratmaktadır. Deniz salyangozunun hızla çoğalması, kıyı ekosistemlerinde tahribata yol açmakta ve yerel türlerden biri olan Akdeniz midyesini tehdit eder hale gelmiştir. Öte yandan, taraklı medüzün varlığı, ekonomik değeri yüksek balık türlerinin, özellikle hamsinin yumurta ve larvalarını tüketmesi nedeniyle balık popülasyonları üzerinde büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu iki tür arasındaki besin rekabeti, deniz ekosisteminin doğal dengesini bozmakta ve gelecek nesil yaşamsal döngüler üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.

Türlerin Giriş Yolları ve Adaptasyon Süreci

Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Şahin, denizlerin ısınmasının, tuzluluk oranlarının dengesinin bozulmasının ve artan kirlenmenin yabancı türlerin denizlerimize girmesine zemin hazırladığını vurguladı. Bu türlerin adaptasyonu esnasında yerel türlerle rekabet etmeleri, yerli türlerin yaşam alanlarının daralmasına ve yok olmasına sebep olabilmektedir. Şahin, yapılan araştırmalara göre, Türk kara sularına 500 civarında yabancı türün girdiğini ve bu durumun bilimsel çalışmalar ve çeşitli yasalar aracılığıyla önlenmeye çalışıldığını söyledi. Bununla birlikte deniz suyunun akışı ile doğal olarak göç eden türler için bir çözüm bulunmasının mümkün olmadığını belirtti.

Denizlerimizdeki Yeni Türlerin Geçiş Süreci

Dr. Ahmet Şahin, özellikle son beş yılda Akdeniz’den Ege’ye, ardından Ege’den Marmara ve nihayetinde Karadeniz’e geçen yeni türlerin sıkça gözlemlendiğini ifade etti. Bu türlerin yerleşip, üremesi ve kendi nesillerini oluşturabilmeleri için zaman gerektirdiğini ve bunun ilerleyen dönemlerde ne tür etkilere yol açacağının henüz öngörülemediğini belirtti. Hamsi, palamut, istavrit, barbunya ve mezgit gibi ticari avcılığı yaptığımız türler üzerindeki etkilerin ise kısa vadede gözlemlenmesinin zor olduğunu vurguladı.

Akdeniz'in İstilacı Türleri

Akdeniz’de yaşanan balon ve aslan balığı istifası, yerli türlerin giderek azalmasına yol açmıştır. Dr. Şahin, bu türlerin Akdeniz kıyılarında yerli türleri yok ettiğini açıklarken, bu durumun Karadeniz için de bir uyarı niteliği taşıdığını belirtti. Orada karşılaşılan bu durum, Türk denizlerinde potansiyel tehlikeleri gözler önüne seriyor. Eğer bu türler burada da yayılma gösterirlerse, ortamın dengesi ciddi şekilde bozulacaktır. Bu nedenle, yerli türlerin korunması ve denizlerimizdeki ekosistem dengesinin sağlanması adına gerekli önlemlerin alınması elzemdir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...