Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), "Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri" raporunu yayımladı. Raporun verilerine göre, 17 Ekim haftasında yurt dışında bulunan yatırımcılar toplam 178 milyon dolarlık hisse senedi satışı yaparak dikkat çekti. Bunun yanı sıra, bu süreçte 151,1 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) ve 2,2 milyon dolarlık Genel Yönetim Dışındaki Sektör (ÖST) varlığı alındı.
Yatırımcıların Hisse Senedi İlgisi Azaldı
17 Ekim haftasında, yurt dışında ikamet eden yatırımcıların hisse senedi stoku 10 Ekim haftasında 32 milyar 532 milyon dolardan 30 milyar 661,2 milyon dolara düştü. Bu durum, yurt dışındaki yatırımcıların hisse senetlerine olan ilgisinin giderek azaltıldığını açıkça ortaya koyuyor. Son dönemde yaşanan ekonomik gelişmeler ve piyasa dalgalanmaları, yatırımcıların karar alma süreçlerini derinden etkilemektedir. Ekonomi üzerindeki belirsizlikler, yatırımcıların risk iştahını zayıflatırken, hisse senedi piyasasında gözlemlenen bu düşüş, küresel emtia fiyatlarındaki dalgalanmalardan da kaynaklanabilir. Dolayısıyla, yatırımcılar portföylerini yeniden düzenleme aşamasına geldikleri için piyasalarda daha fazla dalgalanmalar yaşanabilir.
Piyasalarda Oynaklık Beklentisi
Ekonomik belirsizliğin artması, yatırımcıların piyasalara yaklaşımını değiştirmekte ve bu durum, genel bir belirsizlik havası yaratmaktadır. Hisse senedi piyasasında yaşanan düşüş, yatırımcıların risk alma konusunda daha temkinli olmalarına sebep olmaktadır. Kısa vadeli dalgalanmalar, potansiyel kazançları da beraberinde getirebileceği için yatırımcılar, önümüzdeki günlerde piyasaları daha yakından izlemek zorunda kalacaklar. Yatırımcıların dikkat etmesi gereken bir diğer unsur, reel sektörün durumu ve makroekonomik göstergelerin seyri olacaktır. Bu göstergeler, yatırım kararlarının şekillenmesinde belirleyici rol oynamaktadır.
17 Ekim haftasında, yurtdışında yer alan yatırımcıların Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) alımlarındaki artış dikkat çekti. Bu süre içinde gerçekleştirilen alımlar toplamda 151,1 milyon dolara ulaştı. Ancak, aynı süreç içerisinde DİBS stoklarının 15 milyar 447,7 milyon dolardan 15 milyar 384,7 milyon dolara düştüğü gözlemlendi. Bu durum, yatırımcıların Türkiye ekonomisindeki belirsizliklerin etkisiyle daha insegur bir yaklaşım sergilediğini göstermektedir. Yerli ve yabancı yatırımcılar, Türkiye'nin mali yapısı ve değişken faiz oranları gibi makroekonomik unsurların etkisi altında kalarak bu varlık sınıfına olan ilgilerini tekrar değerlendirme ihtiyacı hissetmeye başladılar.
Devlet İç Borçlanma Senetleri ve Yatırımcı Davranışları
Yüksek belirsizlik ortamı, yatırımcılar üzerinde önemli bir etki yaratmakta. Yatırımcıların, DİBS gibi geleneksel yatırım araçlarına yönelik tutumları, Türkiye'nin mali politikalarını yakından izlemeleriyle şekilleniyor. Yatırımcılar, piyasalardaki dalgalanmalar ve ekonomik göstergelerdeki olumsuzluklar karşısında daha temkinli bir strateji benimsemeye yöneliyorlar. Bunun yanı sıra, faiz oranlarındaki değişimler, DİBS'in cazibesini de etkilemekte. Yüksek enflasyon dönemlerinde alınan tedbirler ve faiz artırımları gibi uygulamalar, yatırımcılar üzerinde etki yaratarak, bu tür varlıkların alımında azalmaya veya artışa sebep olabiliyor. Dolayısıyla, portföy yönetimi açısından yatırımcılar, bu süreçte daha dikkatli adımlar atmayı tercih ediyor.
Genel Yönetim Dışındaki Sektör Varlıkları
Bunun yanında, yurt dışındaki yatırımcıların Genel Yönetim Dışındaki Sektör (ÖST) varlıklarına olan ilgisi sabit kaldı. ÖST varlık stoku, 593,7 milyon dolar seviyesinde değişiklik göstermedi. Bu durum, yurt dışındaki yatırımcıların bu tür varlıklara olan talepinin stabil bir seyir izlediğini ortaya koyuyor. Ekonomik belirsizliklerin yoğunlaşması, yatırımcıların daha az volatilite arz eden varlıklara yönelmesine neden oluyor. Bu tür varlıklar genellikle tahviller ve diğer güvenli yatırımlar olarak öne çıkıyor. Ekonomik dalgalanmaların yaşandığı dönemlerde, yatırımcılar portföylerini daha güvenilir seçeneklerle çeşitlendirerek risklerini azaltmayı hedefliyorlar. Böylece, bu varlık sınıfı, arz ve talep dengesi ile büyük ölçüde korunmuş durumda kalıyor.

 
                         
                                                 
       
     
                       
                       
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                    