Brüksel'de devam eden Avrupa Birliği (AB) zirvesinin güvenlik ve savunma sonuçları açıklandı. Zirveye katılan liderlerin, Avrupa'nın savunma kapasitesini 2030 yılına kadar artırma yönünde aldıkları kararlara istinaden yayınlanan bildiride, AB'nin stratejik bağımlılıklarını en aza indireceği, kritik yetenek açıklarını kapatacağı ve Avrupa savunma teknolojisi ile sanayi yapısını güçlendirerek ihtiyaç duyulan ekipmanları daha hızlı bir şekilde sağlayabileceği ifade edildi. Ayrıca, bu sürecin KOBİ’ler de dahil olmak üzere Avrupa'nın endüstriyel ve teknolojik rekabet gücünün artmasına yardımcı olacağı vurgulandı.
Avrupa Hava Sahasının Korunması
Zirvede, AB liderlerinin son zamanlarda Avrupa hava sahasına yönelik ihlalleri kınadığı bildirildi. Tüm üyelerin kara, hava ve deniz sınırlarının savunulmasının önemine işaret eden liderler, bu konuda ortaklaşa çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladılar. Hava sahası ihlalleri, güvenlik açısından kritik bir endişe kaynağı olarak öne çıkmakta ve bu duruma karşı etkin önlemler alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kritik Altyapıların Güçlendirilmesi
Bildiride, AB'nin doğu kanadındaki acil tehditler ve üye ülkelere sağlanacak somut destek konularının öncelikli olarak ele alınması gerektiği ifade edildi. Enerji, dijital iletişim ve deniz altı altyapıları gibi kritik alanlardaki dayanıklılığın artırılmasına yönelik stratejiler geliştirilmesi gerektiği belirtildi. Bu altyapılar, AB ülkelerinin güvenliğini sağlamak açısından son derece önemlidir ve bu nedenle korunması gereklidir.
Dron ve Hava Savunma Kabiliyetleri Üzerine Projeler
AB liderleri, 2026 yılı itibarıyla dron ihtiyacını karşılamak ve hava savunma yeteneklerini koordineli bir biçimde geliştirmek amacıyla somut projelere odaklanılması gerektiğini ifade ettiler. Özellikle SAFE ve EDIP gibi finansal araçların etkin bir şekilde kullanılması gerektiği belirtilerek, bu projelerin hayata geçirilmesinin önemi vurgulandı.
Ukrayna ile Savunma İşbirliği
Bildiride, savunma inovasyonu ve ileri teknolojiler açısından Ukrayna ile işbirliği yapılmasının ve bu ülkenin Avrupa savunma sanayisine entegrasyonunun önemine dikkat çekildi. AB Komisyonu'ndan, savunma sanayisinin dönüşümüne yönelik bir yol haritası hazırlanması ve askeri hareketliliğin güçlendirilmesi için daha fazla öneri sunulması yönünde çağrıda bulunuldu. Özellikle Ukrayna'nın durumu, bölgesel güvenlik açısından kritik bir bağlam oluşturuyor ve işbirliklerinin güçlendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
"Hibrit Tehditlere Karşı İşbirliği Güçleniyor" AB Konseyi, Avrupa Birliği’nin dış politika ve güvenlik alanındaki hedeflerinin paylaşılmasına yönelik benzer görüşlere sahip ortaklarla işbirliğinin önemini vurgulamaktadır. Yapılan açıklamada, savunma alanında alınacak tedbirlerin, bazı üye ülkelerin özel güvenlik ve savunma politikasının etkilenmeyeceği konusunda güvence verilmektedir. Bunun yanı sıra, her bir üye ülkenin kendi güvenlik ve savunma çıkarlarını gözeteceği de açıklamada dile getirilmektedir. Bu bağlamda, Avrupa Birliği liderleri, hibrit tehditlerin getirdiği acil ihtiyaçların karşılanması amacıyla ortak savunma girişimlerini hızlandırmaya karar vermiştir.
Hibrit Tehditlerle Mücadele Stratejileri
Hibrit tehditler, geleneksel savaş yöntemleriyle birlikte siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları ve diğer asimetrik taktikleri içeren karmaşık bir güvenlik sorununu ifade etmektedir. Avrupa Birliği, bu tür tehditlerle mücadele edebilmek için, üye ülkeleri arasında daha güçlü bir koordinasyon ve ortaklaşa stratejik yaklaşımlar geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu doğrultuda, benzer tehditlerle karşılaşan ülkelerin bir araya gelmesi, deneyim paylaşımı yapması ve ortak tatbikatlar düzenlemesi önem kazanmaktadır. Böylece, olası saldırılara daha hazırlıklı bir yapı oluşturulması hedeflenmektedir.
Ortak Savunma Girişimleri
Avrupa Birliği içerisinde savunma iş birliğinin artırılması, sadece hibrit tehditlere karşı değil, aynı zamanda bölgesel güvenliğin sağlanmasında da belirleyici bir rol oynamaktadır. Liderler, ortak savunma projelerinin geliştirilmesi ve mevcut iş birliklerinin derinleştirilmesi gerektiğine dikkat çekmişlerdir. Bu sayede, AB üyesi ülkeler kendi savunma kapasitelerini artırarak, dış tehditlere karşı daha dayanıklı hale geleceklerdir. Ayrıca, bu tür bir iş birliği, finansal kaynakların etkin kullanılmasına ve teknolojik yeniliklerin daha hızlı hayata geçirilmesine olanak tanıyacaktır.
Gelecek Perspektifleri
AB'nin gelecekteki savunma politikaları, giderek artan tehditler karşısında daha birlikten hareket eden bir strateji benimsemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Üye ülkeler, ulusal savunma politikalarını gözeterek, ancak aynı zamanda ortak çıkarlarını ön planda tutarak hareket etmek zorundadırlar. Bu süreçte, AB’nin dış politika ve güvenlik yaklaşımını destekleyecek yapısal değişikliklerin yapılması öncelikli hale gelmiştir. Böylelikle, AB'nin global çapta daha etkili bir aktör olabilmesi için gerekli adımların atılması gerekecektir.