Türkiye Su Sıkıntısı Riskiyle Yüzyüze: Ormanların Önemi Artıyor

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Kara, Türkiye’de su kıtlığına dair artan riskler hakkında uyarılarda bulundu.

KTÜ Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Kara, Türkiye'nin su kaynakları üzerindeki baskının arttığını belirtti. Bilinçsiz tarım sulama yöntemleri, iklim değişikliği ve nüfus artışının su kıtlığı tehlikesini daha da artırdığını vurgulayan Kara, ormanların ekosistem dengesinde kritik bir rol oynaması gerektiğine dikkat çekti. “Su stresi altında olan bir ülke konumundayız,” diyen Kara, mevcut durumun tarımsal sulama ve iklim değişikliği tarafından derinleştiğini ifade etti.

İklim Değişikliği ve Su Kaynakları Üzerindeki Etkileri

Küresel iklim değişikliğinin etkileri gün geçtikçe daha belirgin hale geliyor. Türkiye'de temiz su kaynaklarına erişim, kuraklık dönemlerinde daha da zorlaşıyor. Yanlış tarım uygulamaları ve artan nüfus bu durumu daha da kötüleştiriyor. Uzmanlar, özellikle Marmara, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerindeki yağışlarda önemli azalmalar yaşandığını bildiriyor. Ormanların, iklim düzenleyici etkisi ile ekosistem dengesinde sağladığı faydalar, bu krizin çözümünde önemli bir yer tutuyor. Ormanlar, yağış rejimlerinin düzenlenmesinde ve su tutma kapasitesinin artırılmasında hayati bir rol üstleniyor.

Yağışlardaki Düşüş ve Sonuçları

Prof. Dr. Ömer Kara, Türkiye'nin farklı bölgelerindeki yağışların gözle görülür bir şekilde düştüğünü ifade etti. Özellikle Marmara Bölgesi, 2025 yılının Temmuz ayında en düşük yağış seviyesine ulaştı. Bu durum, su kaynaklarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bursa, Yalova ve İzmir gibi illerdeki barajların su seviyeleri kritik seviyelere geriledi. Türkiye genelinde yıllık kullanılabilir su miktarı 11 milyar metreküp civarındayken, bu miktarın 85 milyon kişiye bölünmesi ile kişi başına düşen su miktarı oldukça azalmış durumda. Su stresi, ilerleyen yıllarda Türkiye'yi ciddi bir su kıtlığı tehdidi ile yüz yüze bırakabilir.

Her Bölge için Özel Su Planlamaları

Prof. Dr. Kara, su fazlalığının da Doğu Karadeniz'de sorun oluşturabileceğini vurgulayarak, su yönetiminde en iyi uygulamaların gerekliliğini belirtti. Ormanların ve mera alanlarının korunmasının hayati olduğunu ifade eden Kara, bu alanların su üretimindeki fonksiyonlarının önemine dikkat çekti. Su fazlalığı özellikle aşırı yağışlı dönemlerde, heyelanlar ve taşkınlar gibi doğal felaketlere sebep olabiliyor. Bu nedenle, bölgelerin iklim koşullarına uygun özel su planlamalarının yapılması gerekliliğini dile getirdi. Yağışların yoğun olduğu dönemlerde alt yapı düzenlemelerinin önemi artmakta, bu durum da bölgesel bazda farklı stratejiler geliştirilmesini zorunlu hale getiriyor.

Ormanların Su Üretimindeki Rolü

Türkiye'nin orman varlığının iklim değişikliği ile olan ilişkisi tartışılmaz bir gerçektir. 23,4 milyon hektar orman alanı, ülke topraklarının yaklaşık %30'unu kaplıyor ve bu bölgeler, suyun üretildiği ana havzalar konumunda. Prof. Dr. Kara, ormanların su üretimindeki önemine ön plana çıkararak, özellikle bu alanlarda su üretimi için ayrılmış olan yaklaşık 1 milyon hektar arazinin verimli kullanılması gerektiğini belirtti. Bu orman alanlarının artırılması, toplumun su ihtiyacını karşılamak için büyük bir fırsat sunmaktadır. Ormanlar, karbon emilimi ve iklim dengesinin sağlanmasında da kritik bir işlev üstlenmektedir.

İLGİLİ HABERLER