Karizmatik ve sevilen bir oyuncu olan Cemal Hünal, Türkiye’de 'Issız Adam' adlı filmindeki karakteri ile hafızalarda yer etti. Filmin insanlara yaşattığı derin duygular, o kadar gerçekçi bir şekilde yansıtıldı ki izleyiciler film olduğunu unutarak duygusal bir yolculuğa çıktılar. Başarılı projelerdeki performanslarıyla tanınan Cemal Hünal, 17 Ekim’de vizyona giren 'Senden Kalan' isimli sinema filminde yeni bir karakterle karşımıza çıkmakta. Hünal ile yeni filmi ve kendi hayatı hakkında kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

Huzurlu ve Üretken Bir Süreç
Cemal Hünal, son dönemlerinde oldukça huzurlu ve verimli bir süreç geçirdiğini belirtiyor. Enerjisini sadece kendine fayda sağlayan işlere yönlendirdiğini ifade eden Hünal, nitelikli projelere odaklanmanın önemine vurgu yapıyor. Hem zihinsel hem de fiziksel olarak verimli bir süreç içerisinde olduğunu dile getiren oyuncu, yaşamında nicelikten çok niteliğe odaklandığını ve bu sayede daha huzurlu bir hayat sürdürdüğünü aktarıyor. Hünal, bu durumun kendisine büyük bir tatmin getirdiğini ve kariyerinde önemli bir adım attığını düşünüyor.
'Senden Kalan' Projesinin Çekiciliği
Cemal Hünal, 'Senden Kalan' projesine dahil olma sürecini anlatırken, senaryonun ilk ve en önemli kriter olduğunu vurguluyor. Filmin hikayesinin kendisine derin bir şekilde dokunduğunu ifade eden Hünal, duygusal yoğunluğunun ve insana hitap eden temalarının onu etkilediğini söylüyor. Ayrıca, projedeki oyuncu kadrosunun da dikkatini çektiğini ve farklı enerjilerin birleşmesinin güçlü bir uyum oluşturacağını hissettiğini belirtiyor. Bu projede yer almak, Hünal için profesyonel anlamda anlamlı bir deneyim olmuş.
Karakter ile Kişisel Bağ Kurmak
Cemal Hünal, oynadığı karakter ile doğrudan bir bağ kurduğunu söylemese de, karakterin sevdiği kadın için verdiği savaştan etkilendiğini belirtiyor. Hünal, bu karakterin niyetinin içtenliğinin ve sevgisinin kendisine tanıdık geldiğini ifade ediyor. Karakterin tercihlerinin zaman zaman yanlış yollara sapması, insan doğasının karmaşıklığını yansıtırken, bu durumun arkasındaki insani zayıflıkların da göz önüne serilmesi gerektiğini düşünüyor. Hünal’a göre, bazen kötü görünen davranışların ardında yalnızca insani zayıflıklar bulunmaktadır.

Kötü Karakter ile Yüzleşme Süreci
Hünal, yeni filmde kötü karakteri oynamanın zorluklarını da dile getiriyor. Karakterin geçmişini ve yaşamındaki seçimlerini dikkatle analiz ederek, onun insan olarak neden bu hale geldiğini anlamaya çalıştığını belirtiyor. Bu süreçte, 'iyi' ve 'kötü' arasında belirgin bir sınırın olmadığını, birçok karakterin gri tonlarda var olduklarını ifade ediyor. Bu perspektif, Hünal'ın oyunculuğundaki derinliği ve karmaşıklığı ortaya koyuyor. Kötülüğün nasıl bir zayıflığın sonucu olduğunu ve insanın kırılganlığı ile yüzleşmeyi de önemsediğini aktarıyor.
Duygular ve İzleyici İlişkisi
Cemal Hünal, ‘Senden Kalan’ filminin izleyicileri ağlatmaya yönelik bir yapım olarak göründüğünü, ancak Türk toplumunun duygusal bir yapıya sahip olup olmadığını sorguluyor. Kendisinin, toplumun fazla duygusal olup olmadığını düşünmediğini, ancak güçlü bir empati yeteneği olduğuna vurgu yapıyor. Bu bağlamda, karakterlerle özdeşleşmenin, hikayenin duygusal derinliğini artırdığını düşünüyor. İnsanların hikayelerdeki duygusal anlara duygusal ve samimi bir şekilde yaklaşmasını sağlamak için izleyicilerin kalbini fethetmek gerektiğini ifade ediyor.
Oyunculuk ve Kişisel Deneyim
Hünal, oynadığı karakterlerin hayatında kalıcı izler bıraktığını ve bu deneyimlerin, bireysel gelişimi üzerindeki etkilerini aktarıyor. Özellikle ‘Diriliş Ertuğrul’ projelerinin kendisi için önemli bir dönüm noktası olduğunu, bu süreçte hayatının yönünü değiştireceğini belirtiyor. Oyunculuk kariyeri boyunca bazı rollerdeki zorluklarla başa çıkarken, “Ben asla yapmam” dediği şeylerin de zamanla deneyimleriyle değişebildiğini ifade ediyor. Bu durum, onun karakterleri anlamaya çalışırken daha derin bir empati geliştirdiğini gösteriyor.
Sektördeki Zorluklar ve Vefa
Cemal Hünal, sektör içerisinde kendisini en çok yıpratan şeyin telif haklarını alamamak olduğunu ifade ediyor. Bir oyuncunun emeğinin karşılığını görememesi, hem maddi hem de manevi olarak yıpratıcı bir durum olarak tanımlanıyor. Aynı zamanda, sanat dünyasında vefa konusuna da değinen Hünal, bu konuda hem olumlu hem de olumsuz deneyimlerini paylaşıyor. Gördüğü vefanın yanı sıra vefasızlıklarla da karşılaştığını, sanat camiasının hem duygusal hem de hızlı dönen bir yapıya sahip olduğunu vurguluyor. Dengeyi korumanın önemine dikkat çekiyor.