ABD, İran'ın enerji sektörüne yönelik yeni bir yaptırım paketi açıkladı. Bu yaptırımlar, İran'ın enerji ürünleri ihracatını kolaylaştırdığı düşüncesiyle 50'den fazla kişi, şirket ve gemiyi kapsıyor. Hedef alınan ağ, petrol ve sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) ihracatını sağladığı gerekçesiyle İran’a önemli bir gelir kaynağı sağlamakla suçlanıyor.

Yaptırımların Ayrıntıları
ABD Hazine Bakanlığı, yaptırımların özellikle beni hedef alan aktörlerin İran rejimine ve ABD’yi tehdit eden terörist gruplara mali destek sağladığını bildirdi. Bakanlık, "Bu aktörler toplu olarak milyarlarca dolar değerinde petrol ve petrol ürünlerinin ihracatını mümkün kılarak, İran rejimi ve ABD'yi tehdit eden terörist gruplara verdiği desteğe kritik gelir sağladı." ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Amerika'nın İran'a karşı yürüttüğü daha geniş bir stratejinin parçası olarak bir kez daha dikkati çekti.
Yaptırımların Kapsamı Geniş
Hazine Bakanlığı'nın duyurusu, yaptırımların kapsamını önemli ölçüde genişlettiğini ortaya koydu. Bu yeni yaptırımlar, gölge filo gemilerini, Çin merkezli bir ham petrol terminalini, bağımsız bir “teapot” rafinerisini ve İran LPG’sini taşıyan lojistik ağları içeriyor. Bakanlık, bu yaptırımlar sayesinde İran’ın, mevcut yaptırımlara rağmen önemli miktarlarda petrol ve türevlerinden gelir sağladığını vurguladı. Özellikle gölge filolar, İran'ın ihracatını gizlice sürdürmesine olanak tanıyor, bu durum, ABD'nin yaptırımlarını aşma çabalarını pekiştiriyor.
Dışişleri Bakanlığı da Ayrı Liste Açıkladı
ABD Dışişleri Bakanlığı, İran'ın enerji ihracatına aracılık eden 40'a yakın kişi, kuruluş ve gemiyi de ayrı bir yaptırım listesine eklediğini açıkladı. Bu yeni yaptırımlar, Washington'la Tahran arasında artan gerginliklerin bir yansıması olarak görülüyor. Dışişleri Bakanlığı'nın duyurusuyla, İran'a yönelik ekonomik baskının daha da artırılması ve nükleer programı ile bölgesel faaliyetlerinin sınırlanması amaçlanıyor. Bu tür adımlar, ABD hükümetinin, İran’ın bölgedeki etkisini dengelemek adına uyguladığı geniş çaplı stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Yaptırımlarda öne çıkan bir diğer detay ise, Çin merkezli aktörlerin de hedef alınmış olması. İran petrolünün büyük bölümünün Çin’deki bazı rafineriler aracılığıyla işlenmesi, iki ülke arasındaki enerji iş birliğinin Washington tarafından yakından izlendiğini gösteriyor.
Çin'in Yaptırımlardaki Rolü
Son dönemde uygulanan yaptırımların merkezinde, özellikle Çin'e yönelen enerji akışları dikkat çekmektedir. Çin, İran petrolünün en büyük alıcılarından biri olarak, bu durumun ABD'nin dış politikası açısından önemini artırıyor. Elde edilen verilere göre, İran'dan gelen petrol miktarı, Çin'in stratejik enerji kaynakları arasına girmiş durumda. Dolayısıyla ABD, bu akışın kontrolünü sağlamaya yönelik adımlar atarak, hem İran'ı hem de onunla iş yapan Çinli firmaları hedef almaktadır. Bu durum, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin daha karmaşık bir hale gelmesine neden olurken, enerji güvenliği açısından da önemli etkileri olabilir.
İran'ın Tepkisi Merakla Bekleniyor
İran hükümeti, yeni yaptırımlara karşı resmi bir yanıt vermekten kaçınırken, Tahran'dan gelecek tepkiler ve stratejik adımlar şimdiden tartışma konusu oldu. İran geçmişte, ABD'nin yaptığı yaptırımları uluslararası hukuk açısından geçersiz olarak değerlendirmişti. Ancak mevcut durum, İran'ın bu tutumunu ne ölçüde sürdürebileceği ve yeni bir diplomatik strateji geliştirip geliştiremeyeceği hakkında soru işaretleri doğuruyor. Ülkede, hükümetin atacağı adımlar, yalnızca uluslararası arenada değil, aynı zamanda iç politikada da yankı uyandıracaktır. Bu nedenle uzmanlar, İran yönetiminin hızlı bir yanıt vermesinin önemine dikkat çekiyor.